ALEKSANDR ANKVAB’LA RÖPORTAJ

Abhazya Cumhuriyeti Devlet Başkanı Aleksandr Ankvab Ermeni İnternet Gazetesi “Nuh’un Gemisi” (Ноев Ковчег) Muhabiri Gregory Anisonyan’ın sorularını yanıtladı.

Gregory Anisonyan – Aleksandr Zozlotinskovich, devlet başkanlığı seçimlerini kazandığınızdan bu yana yaklaşık olarak bir yıl geçti. Başkanlık sürecinizde belirlemiş olduğunuz ilk hedeflerinden nelere elde ettiniz ve hala endişe içinde bulunduğunuz sorunlar bulunuyor mu?

Aleksandr Ankvab – Ben 2005 yılından bu yana ülkemizde olup bitenler ile yer ve zaman içerisinde dorudan ilgilendim ve gerçekçi hedefleri belirlemek için çalıştım. Abhazya’nın bağımsızlığının Rusya Federasyonu tarafından tanınması sonrasında, 26 Eylül sonrasında, seçimleri kazandıktan sonra çalışmalarımız daha öncesinde olduğu gibi sürmektedir.

Bir yıllık çalışma sürem boyunca, ülkenin mevcut tüm sorunlarını anlamaya çalışırken, haftanın bir gününü vatandaşlarımızın sorunlarını çözmeye ayırdım. Vicdani açıdan her zaman için kendimi mümkün olduğunca en üst düzeyde topluma yararlı çalışmalar yapmaya koşullandırdım.

Cumhuriyetimiz nasıl yaşıyor? Kendinizi savaş sonrasında bir ülkenin nasıl olabileceğini hayal ediniz. Savaşın bitiminden yaklaşık olarak 20 yıl geçmesine rağmen,  bizler, kim yaşıyorsa Abhazya’da herkes ve bugün hepimiz bunun sonuçlarını hissetmiştir. Size bu sürecin çok zor koşullarda geçtiğini anlatacaklardır. Ve bugün devlet yönetimi, çalışma arkadaşlarım her gün Abhazya vatandaşlarının günlük sorunlarının çözümü ile karşı karşıya bulunmaktadır.

Köylerin büyük bir bölümü tahrip olmuştur. Savaştan sağ kurtulan, sakat kalan gazilerimiz ve ailelerinin bir sürü zor koşulları bulunmakta ve bu ülke gelişimi üzerinde önemli bir etki yaratmaktadır. Abhazya, çok iyi bilmektedir ki 1996 yılından sonra uygulanan ambargo yüzünden 16 – 60 yaş grubundaki erkekler çalışmak için dışarıya çıkamadılar. Bu durum, ekonomik gelişme için önemli bir engel oluşturdu. Bizler, kamu çalışanlarının bütçenin yokluğu nedeni ile ücretsiz, birkaç somun ekmek karşılığında çalıştığı gerçeğinden başlayarak bu süreci geçirdik. Ülkenin eski liderlerinin olumlu iyileştirme çabalarına rağmen bu durum uzun süre böyle sürdü.

Konumun değiştiği süreçten bu yana 5 – 6 yıl geçtiği göz önüne alındığında tabii ki değişim olmuştur. Bütçemiz büyüdü ve şüphesiz ki insanlarımızın yaşamı da daha iyi oldu. Ülkenin konumu hızlı bir biçimde değişti ve bizler gelecek konusunda eminiz.

Gregory Anisonyan – 26 Ağustos 2008 Tarihinde Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Dimitri Medvedev, Abhazya’nın bağımsızlığını tanıyan bir kararname imzaladı. Ancak, diğer ülkeler Rusya’yı kendilerine örnek almakta pek acele etmediler. Abhazya, aradan geçen bunca yıl sonra, örneğin Kosova’dan daha fazla tanınma hakkına layık bulunmuyor mu?

Aleksandr Ankvab – Yıllardır, bizler Rusya da dahil olmak üzere Abhazya’ya karşı farklı bir anlayış olduğunu gördük. 2008 yılı bir dönüm noktası olmuştur, bu gerçekleşti, insanlarımız siyasi anlamda istemiş oldukları en önemli istemleri aniden gerçekleşti – bağımsızlık. Bu gelişme, bizim son dönemdeki tarihimizi değiştirdi. Bugün için Rusya bizim stratejik ortağımızdır.

Bazı ülkeler tarafından bağımsızlığımızın kabul edilmiş olması, bizim konumumuzun belirsizlik taşıdığı anlamına gelmez. Acelemiz bulunmuyor, Kosova ve diğer ülkelerin politik gelecekleri karşılaştırıldığında bu asla kabul edilemez. Bizi bugün için tanıyan kaç ülke olursa olsun bizim, geleceğimiz konusunda emin olmamız önem taşımaktadır. Bizler özgür olma hakkına sahibiz ve bunu hiç kimse elimizden alma hakkına sahip değildir. Evet dünya üzerinde bir çifte standart uygulaması bulunmaktadır, ama eminim ki dünya üzerinde Abhazya’nın bağımsızlığını tanıyacak pek çok ülke bulunmaktadır.

Gregory Anisonyan – Pekala, sizin görüşünüze göre uluslar arası toplum neden Abhazya, Güney Osetya ve Dağlık Karabağ’ın bağımsızlıklarını tanımak istemiyor?

Aleksandr Ankvab – Ben Gürcistan’da akredite olmuş bir çok ülkenin diplomatları ile bir araya geldim. Zaman vardı ve onlar bize çok sık seyahat ettiler. Ben de sık, sık kendimce soru sormak istedim ve onlara sordum: Bizim size karşı ne tür kötülüğümüz bulunmaktadır? Kimseden dürüst bir yanıt alamadım. Evet, diplomatlar kendi hükümetlerinin iradesi ve bölgemizdeki çıkarları doğrultusunda hareket ederler. Ve bu ilgileri ulusların kaderlerinin hakkı da dahil olmak üzere çok sık bir biçimde hukukun çok üstünde bulunmaktadır.

Gregory Anisonyan – Şubat 2012’de saldırıya uğradınız. Bu olay çözüldü mü? Kim, Abhazya Devlet Başkanı’nı engellemeye çalışmak ister? 

Aleksandr Ankvab – Olay çözüldü, tutuklanan bir grup insan bulunmaktadır, diğerleri ise aranıyor, ortada bir sonuç bulunuyor ve soruşturma aktif bir biçimde sürüyor. Yarın benim soruşturmaya müdahale ettiğim hakkında yorumların çıkması ve suçlamalar, var olan gerçeği kapatamaz, bilgiler sınırlı. Ben kimleri engelliyorum? Belki de kimileri istikrar ortamından mutlu değil, birileri yasalar çerçevesinde yönetilmekten memnun değil ve bu anlaşılır bir durum değildir. Eğer, bizler kendimizi devlet olarak ilan etti isek, hukukun üstünlüğüne saygı duymak zorundayız. Bu olayda benim kişiliğim önemli değildir, önemli olan bu saldırının devlet kurumuna yapılmış olmasıdır ve bunun durdurulması gerekmektedir.

Gregory Anisonyan – Ermenistan, Rusya gibi Abhazya ile dost ülke konumunda bulunuyor, ancak Rusya ve Ermenistan arasında bulunan demiryolu ambargonun kalkması için önemlidir. Abhazya üzerinden demiryolunun açılma olasılığı var mıdır?

Aleksandr Ankvab – Bu konu hakkında Abhazya ve çevrede bir söylenti çıktı. Bugün için buna yakın bir umudun olabileceğini söyleyemeyiz. Bugünkü Gürcistan yönetimi demiryolu ile ilgili olarak böyle bir açılıma gitmeyecektir. Bizler bunu biliyoruz. 

Gregory Anisonyan – Abhazya ve Dağlık Karabağ sorunları birbirine ne kadar yakındır? İki ülke arasında doğrudan bağlantı bulunuyor mu?

Aleksandr Ankvab – Abhazya ve Dağlık Karabağ arasında çok eski ve faal bir ilişki bulunmaktadır. Bizler Dağlık Karaba’da nasıl yaşandığını biliyoruz, onlarda bizim nasıl yaşadığımızı biliyorlar.

2005 yılını hatırlıyorum – Bizler Abhazya heyeti olarak Stepanakert’e gittik, orada devlet yapısının, ekonomik kalkınma çalışmalarının, silahlı kuvvetlerin, güvenlik güçlerinin nalsı çalıştığını gördük. Çalışma arkadaşlarım bu çalışmalara yüksek derecede değer verdiler. Bu durum, Dağlık Karabağ’da devlet enstitüsü oluşturularak kurumlarının yapılanmasında ülke olarak iyi bir potansiyelin sağlandığını göstermektedir.

Gregory Anisonyan – Ancak, Dağlık Karabağ bugün için ne Ermenistan ne de Rusya dahil olmak üzere herhangi bir üle tarafından tanınmamaktadır. Orada Abhazya’dan bile daha zor siyasi beklentiler bulunmuyor mu?

Aleksandr Ankvab – Bizim için kolay yol yoktur. Dağlık Karabağ halkı özgürlüğü elde etmenin şiddetli ve zor mücadele olduğunu biliyor. Dağlık Karabağ’ın tanınmamış olması onun ve halkının özgür olmadığı anlamına gelmez. İnsanların gelecekteki yaşamlarının daha iyi ve güvenli olacağını düşündüklerinden emin olduklarını düşünüyorum, her şey daha güzel olacaktır.

Gregory Anisonyan – Ermeniler, uzun zamandan beri Abhazlarla birlikte Abhazya’da yaşayan nüfusun çoğunluğunu oluşturuyor. Onlar, hükümet çalışmalarında ve toplumsal yaşamda ne tür bir rol oynuyorlar?

Aleksandr Ankvab – Abhazya’nın yaşamında Ermenilerin rolü her zaman için önemli olmuştur ve bu artacaktır. Bu yakın ilişkilerin temeli bizim savaşımız sürdüğünde1992 – 1993 yıllarında yaşama geçti. Abhazya’lı Ermeniler, Abhazya için kendi vatanları gibi savaştılar. Abhazya’lı Ermeniler zor durumda kaldılar, evlerini kaybettiler. Ne yazık ki birçok genç yaşamını yitirdi, benim bildiğim bir çok iyi genç, savaş kahramanı, Abhazlar ile birlikte Abhazya’nın bağımsızlığı için savaştılar. Onların yaşamları için öyküler yazılır. Onları hep birlikte anacağız.

Bu savaşın, bizlerin ortak yaşamımız için önemli biçimlenmeler yapmış olduğu açıktır. Ermeniler de herkes gibi savaş sonrasında kalanlar gibi çok zorluk çektiler. Gürcistan işgal kuvvetlerinin yetki alanında kalan nüfus, en ciddi sıkıntılı süreci yaşamıştır.

Bugün Ermeniler, hükümette, parlamentoda ve yaşamın bütün alanlarında önemli roller üstlenmektedir. Ermeni köyleri Abhaz köylerinin yanında birlikte yaşıyorlar. Aynen şehirlerde olduğu gibi Var olan bütün zorluklara rağmen, bizler hiçbir Ermeni okulunu kapatmadık, eğitim sistemini kapatmadık. Bizler buna çok önem veriyoruz – Okul insanları yaşadıkları yerde tutar. Eğer okul kapanırsa köylerde insan kalmaz.

Eğer Rusya ve Ermenistan’daki kamu kuruluşları sesimi duyacaklar ise onlara sormak isterim: “Tek kelime ile Abhazya’da bulunan Ermeni Toplumuna daha fazla destek olun” 2005 yılından bu yana bu söze yanıt verebilirim, tek bir görüşme görmüyorum. Festivallere, doğum günlerine hediyelik eşya ve oyuncak getirerek bir kerelik gelenler ve işte hepsi bu kadar. Bu çok kötü bir durumdur.  Açık söylemek gerekirse, sadece bayramlarda bir kere gelerek sadece masada konuşmakla olmaz ancak aynı zamanda her yerde ve günlük yaşamın içinde olmak gerekir.

İşte Abhazya’da bulunan Ermeni Diasporası bugün bu desteği hissetmiyor. Ben Rusya’daki Ermeni Birliği ve dost Ermenistan’ı samimi bir biçimde uyarmak istiyorum. Abhazya’da 170 okul bulunmaktadır ve hepsinin birçok desteğe gereksinimi var. Bunların 32 tanesi Ermeni okulu ve buna daha fazla dikkat etmeleri gerekmektedir, onların ders kitaplarına, kılavuzlara, mali desteğe, bilgisayar sınıflarına, onarıma gereksinimi bulunmaktadır.

Gregory Anisonyan – Abhazya Devleti yönetimi olarak Ermenistan Devleti Yönetimi ve Toplumu ile ilişkileriniz ne durumdadır? Abhaz – Ermeni ilişkilerini geliştirmek için ne yapılabilir?

Aleksandr Ankvab – Ben bu ilişkilerin geliştirilmesinden yanayım. Herhangi bir engel bulunmuyor. Abhazya’daki Ermeniler tarihi vatanları Ermenistan ile – bu böyle olmalıdır, tabiî ki kesintiye uğramamalıdır. Ermenistan Cumhuriyeti ile olan ilişkilerimize gelince – Dostça iletişim içinde olduğumuza inanıyoruz. Bu duygunun da karşılıklı olduğunu umuyoruz.

Gregory Anisonyan – Abhazya’nın ekonomisi ne durumda bulunuyor? Son zamanlarda buraya etkin bir biçimde Türk İşadamları geliyor. Rusya bu duruma nasıl bir tepki gösteriyor?

Aleksandr Ankvab  – Bu doğru olmayan bir düşünce biçimi – Abhazya’nın en güçlü bağlantısı Rusya Federasyonu ile bulunuyor, ana destek Rusya’dan geliyor. Türkiye’den ise orada büyük bir Abhaz Diasporası’nın bulunduğunu göz önüne alırsak, üzülerek belirtmek isterim ki çok az ilişkimiz bulunuyor. Onlarla yakın zaman içerisinde işlerimiz canlandı. Daha önceleri biz Türkiye’den sadece benzin, bazı tüketim malzemeleri satın alıyorduk. Şimdi ise oradan, buraya inşaat malzemeleri geliyor ancak bunların ticari değeri yüksek değil. Rusya tarafından da bu ilişkiler anlayışla karşılanacaktır. Bizim kapımız buraya yatırım yapmak isteyen herkese açıktır.

Gregory Anisonyan – Devletin bütçesini nasıl sağlıyorsunuz?

Aleksandr Ankvab – Üzülerek belirtmek isterim ki büyük bir üretimimiz bulunmuyor, bütçenin maliye kurumlarının çabaları ile desteklenmesi gerekmektedir. Vergi toplama görevlilerimiz çalışmaktadır – bütçemiz ortalama olarak bir buçuk milyar, vergiden 500 – 600 milyon elde ediyoruz. Bizler daha çok üretim yapılması gerektiğini biliyoruz, ancak özellikle kırsal alanlarda ciddi yatırım projeleri olması gerekir. Abhazya kendi çiftlik ürünlerini neredeyse kaybetti. Bizler tatil bölgelerimize geçmişteki gibi övgüler yağdırsak da Abhazya her zaman için bir tarım ülkesi olmuştur ve tatil sektörünün gelişmesi için tarım ve sanayi tesislerinin desteklenmesi iyi bir uygulama olarak kabul edilir – Tatilcileri ve turistleri, ithal domates ve sebze ile beslemek bizler açısından yanlış bir davranış olarak görülmektedir.

Vatandaşlarımızın sosyal ve tıbbi desteğe gereksinimi bulunmaktadır. Ülkemizde, kardiyoloji, kanser vb tedaviler oldukça pahalı durumda bulunuyor. Bizler bütün hastaları tedavi edecek kapasiteye sahip değiliz. Vatandaşlarımızın yurt dışında tedavi görmeleri amacı ile fonlardan yaralanabilmeleri için bazı günler belge imzalıyorum. Çok az insan kendi koşulları ile Moskova’da tedavi olma şansına sahip bulunuyor, devlet desteği olmadan pahalı yüksek teknolojik tedavilerden yararlanılamıyor.

Bizim şehirde (Suhum – Abhz.com) insanların yerleşim alanlarına sahip olan “Yeni Bölge” (Новый район) adı altında bir bölge bulunuyor. O bölge, savaş sırasında ön cephede bulunuyordu. Orada, günümüze kadar evler tamir görüyor, duvarları mermiler tarafından delinmiş vaziyette duruyorlar. Bizler binaların savaştan etkilenen çatıların onarımını savaş sonrasında, zaman geçtiği için sağlayamadık. Suhum şehir bütçesi 600 milyon ruble’dir bu sorunların çözümü ile baş edemez. Sadece 700 milyon ruble, asansör, çatı vd. onarımlar için gereklidir. Yolların onarımı, elektrik enerjisinin dağıtımı, çevre temizliği için, tatil sezonuna hazırlamak için şehri temizlemek gerekir. Var olan para kaynağı bunlar için yeterli değildir.

Gregory Anisonyan – Abhazya’ya yatırım yapmayı ne engelliyor?

Aleksandr Ankvab – Para sessizliği sever. Eğer, bizler yatırımcılara, devlet desteği, güvenlik için koşullar ve yatırım yasal garantiler verebilirsek onlar buraya gelirler. Bizler onların bu tür sorunlarını çözmeye çalışıyoruz.

Gregory Anisonyan – Sizin göreviniz güçlü bir devlet liderliği olarak görülüyor, boş vakitleriniz varsa nasıl değerlendiriyorsunuz. Herhangi bir hobiniz var mı? Çalışmalarınızın dışında ne ile uğraşıyorsunuz? 

Aleksandr Ankvab – Kendime ait olan tek günde çalışmalarıma bakmıyorum, ama tabii ki telefonum kapalı değil, Genellikle – Pazar günü, arkadaşlarım geliyor, yeğenlerim geliyor, onlarla konuşuyorum, köpeğimle ilgileniyorum. Pazar günü zamanımı ailem ve dostlarımla birlikte değerlendiriyorum. Kafkas masasında yapılan konuşmaları dinlemek ve kaliteli bir şarabı dostlarımla birlikte paylaşmayı seviyorum.

Gregory Anisonyan – Çocuklarınız nerede bulunuyor? Seçmiş oldukları yol nedir? Babalarının yolundan mı gidiyorlar? Sosyo – politik alanlarda mı çalışıyorlar, yoksa iş yaşamında mı bulunuyorlar?

Aleksandr Ankvab – Küçük oğlum İnal – Moskova Devlet Enstitüsünde 1. sınıf öğrencisi. Büyük oğlum Aleksandr – Moskova hukuk Akademisi mezunu, Yüksek lisans yapıyor, hukuk ve bilim adamı. İş ve siyaset dünyası ile ilgilenmiyorlar.

Gregory Anisonyan – Sizin için bir insanda olması gereken öncelikli nitelik nedir? Ve neleri reddediyorsunuz? 

Aleksandr Ankvab – Her şeyde en önemli olan samimiyettir, içtenliktir. İnsanda olmaması gereken nitelikler: Kıskançlık, öfke ve ihanettir.

Gregory Anisonyan – Gerçekleşmesini istediğiniz bir hayaliniz var mı?

Aleksandr Ankvab – Ben devlet lideri olarak pratik çalışmayı hayallere tercih ederim. Ben dün doğmuş olan çocukların, yarın doğacak olan çocukların müreffeh bir ülkede yaşadıklarını görmek istiyorum. Onların savaşın ne olduğunu bilmediklerini, yaşlıların iyi bir yaşam içerinde olduklarını bilmelerini istiyorum – Ve daha sonra toplumda ve ülkede her şey iyi olacaktır.

Sık, sık düşünüyorum. Yaşam tektir ve yaşlılarımız için çok iyi şeyler yapmak istiyorum.  İnsanlar az yaşamadılar, büyük bir ülke üzerinde çalıştılar – Sovyetler Birliği, bunun sonunda emeklilik kazandılar. Bizim Abhazya’da emeklilik maaşımız 500 Ruble. Emeklilerimizin Rus vatandaşlığı bulunuyor, Rus emeklilik maaşı alıyorlar. Bugün, bizim bütçemizden bu maaşları verebilmemiz olanaksız. Cumhuriyetimize bu maaşlarla 150 Milyon Ruble’nin üzerinde para giriyor. Ürperti içerisinde düşünüyorum: eğer bu destek olmasa idi, bizler yaşlılarımıza nasıl destek verebilirdik?

Gregory Anisonyan – Size Rusya Ermenileri adına, Abhazya Cumhuriyeti’nin hızlı bir biçimde kalkınmasında onun devlet başkanı olarak çalışmalarınızda en içten başarı dileklerimi iletiyorum.

Aleksandr Ankvab – Teşekkür ederim. Bende Ermenilere en iyi dileklerimi iletiyorum. Benim orada çok eski arkadaşlarım bulunuyor, Abhazya Ermenileri ile Moskova’da yaşayan Ermeniler arasında ciddi dayanışmalar bulunuyor.

Çeviri: Fatih Atan (A’tanba)    09/09/2012.

Kaynak:http://www.noev-kovcheg.ru/mag/2012-16/3411.html#ixzz25mJUbxLY

 Not: Bu röportaj www.abhazyam.com’dan alınmıştır.

Bu yazı Kültür ve Yaşam içinde yayınlandı. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Yorum bırakın